Ana içeriğe atla

Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi’nden Nazile Akarsu ve Anıl Üstün’e özel bir röportaj veren Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Taki Demir, “Yeni açılan bir fakülte olmamıza rağmen, fakültemizi tercih edenler çok yüksek. İlk senemizde yüzde 100 doluluk oranını yakaladık” dedi.

Potansiyel yüksek

Sakarya’nın tarım açısından oldukça önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr. Taki Demir, “Biz de bu potansiyelin harekete geçirilmesi için Ziraat Fakültesi’nin olması konusunda istişare ederek, yeni üniversitenin kurulma aşamasında fakülte olarak yerimizi aldık. Meslek yüksekokullarında tarım ile ilgili bölümler vardı, fakat bu yeterli değildi. Ziraat Fakültesi’nin Sakarya’ya değer katacağına inanıyoruz. Sakarya, tarım açısından değerli ovalara ve farklı ekolojiye sahip bir yer. Özellikle fındık açısından çok önemli bir yer. Fındık 400 bin ailenin geçimine katkı yapan bir ürün. 1960’lı yıllarda 100 bin ton olan fındık üretimi, şimdi 800 bin tona ulaştı” ifadelerini kullandı.

Sakarya avantajlı

Fakültenin kuruluş aşamasında Sakarya için dört temel öncelik belirlediklerini belirten Demir, “Bunlardan biri fındık oldu. Sakarya’nın fındık açısından bir avantajı da çakıldak fındık (delisavar) üretilmeye başlandı. Bu fındık türü ilkbahar erken donlarından etkilenmediği için her sezon fındık verebiliyor. Bu da endüstriyel açıdan bizler için çok önemli bir avantaj.  Sakarya mısır açısından da çok önemli bir yer. Hiç sulama yapılmadan Türkiye ortalamasının üzerinde ürün alınabilen bir bölge. Kanatlı hayvan üreticiliği de şehrimizde önemli olduğu için, bu üretici için bir avantaj. Üretici doğruca tüketiciyle görüşüyor.”

Ar-Ge çalışmaları yapacağız

Sakarya’nın tarımsal anlamdaki verimliliğinin kullanılıp kullanılmadığının da önemine değinen Demir, “Ülkelerin stratejik olarak hedefleri vardır ve o hedefler doğrultusunda da hükümetler çeşitli yatırımcıları belli yerlerde toplanmak için davet ederler, imkân sunarlar. Sakarya’nın konum olarak İstanbul’a yakın olması hem avantajı, hem de dezavantajı olarak değerlendirilebilir. Çünkü İstanbul’da genişleyecek yer kalmadığı için yatırımcılar Sakarya’ya gelmeye başladı. Yeşile ulaşmak isteyen insanlar da aynı zamanda Sakarya’ya gelmeye başladılar. Geldiğimiz noktada sanayi Sakarya’da önemli yer kaplıyor. Yatırımcı açısından da ulaşım rahatlığı için çok avantajlı durumda. Tıbbi aromatik bitkiler konusunda da AR-GE çalışmaları yapmayı planlıyoruz.”

Verimli topraklarda sanayileşme olmamalı

Tarımın insanlığın devamlılığını için önemine vurgu yapan Demir, “Sakarya tarımsal açıdan da çok değerli. Sanayiye mutlaka belirli alanlarda yer verilmeli, fakat bu tarımdaki verimliliğin yüksek olduğu ovalarda verimli topraklarda sanayileşmeden uzak durmak gerekir. Özellikle marjinal araziye sahip yerlerde sanayinin teşvik edilmesinin daha önemli olduğu kanaatindeyim. Ulaşım avantajı yüzünden maalesef sanayileşme sorunu yaşıyoruz. Deprem gerçeği Sakarya’da yatay yapılaşmayı beraberinde getirdiği için yerleşim yerleri de ovalara doğru kayıyor. Bu anlamda şehir planlamalarında gelecek planlaması çok önemli. Çünkü tarım insanlığın devamlılığı için çok önemli.  Tarımın olduğu yerler yerleşim ve sanayi için kullanılmamalı” diye konuştu.

İsabetli karar

Ziraat Fakültesi’nin açılmasının geç olsa da isabetli bir karar olduğunun altını çizen Demir, “Türkiye’de ziraat eğitimi 100 yılı aşkın süredir devam ediyor. Tarımsal faaliyetler insanlık tarihiyle eşdeğer bir süreç zaten. Türkiye’de köklü üniversiteler ziraat eğitimi veriyor. Sakarya’da tarım şehri olduğu için Sakarya’ya Ziraat Fakültesi’nin açılmasında geç kalındığı kanaatindeyim. 2006 yılından bu yana açılması için uğraşıyoruz. Ar-Ge desteği vererek tarım sektörünün gelişmesine ciddi katkılar vereceğimize inanıyorum. Yıllar içerisinde bunun getirilerini il ve bölge olarak yaşayacağımız kanaatindeyim.”

Bölümleri sektörle kurguladık

Bölümleri akademik tecrübeleri ve sektörden ilgili paydaşların tavsiyeleriyle belirledikleri bilgisini veren Demir, “Maalesef gençlerimiz tarım öğretimine beklenen teveccühü göstermiyor. Gençlerin beklentisi tarlaya, toprağa girmek değil de masa başı işler oluyor. Bundan dolayı tarım pek fazla rağbet görmüyor. İlçelerde yaptığım görevlerde gördüğüm kadarıyla tarımla ilgili bölümlere tercih azaldı ve kapandı birçoğu. Akademisyenin ve öğrencinin tercih ettiği bir yer olmasını istediğimiz için fakülteyi Arifiye’ye açtık. Fakülte kurulduktan sonra tarım sektöründeki bütün paydaşları rektörlüğe davet ettik. Ziraat Fakültesi’nde hangi bölümleri açmamız konusunda sektördekilerin görüşlerini aldık. ‘Hangi bölümleri açarsak sektörün ihtiyaçlarına cevap veririz?’ dedik. Akademik tecrübemiz ve sektörün önerileri doğrultusunda 5 tane bölümün açılmasının uygun olacağına karar verdik. Bunlar ‘Bahçe Bitkileri Bölümü, Tarla Bitkileri Bölümü, Bitki Koruma Bölümü, Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü ve Peyzaj Mimarlığı Bölümü olarak belirlendi.”

Tam donanımlı mezunlar vereceğiz

2020-2021 Akademik Yılı’nda Tarla Bitkileri Bölümü’ne öğrenci aldıklarını ve kontenjanların tamamının dolduğunu kaydeden Demir, “Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı’nda ise 13 yüksek lisans öğrencimiz bulunuyor. Öğrencilerimiz artı bir eğitim modeli ile sektörle tamamen iç içe olarak mezun oldukları zaman işleri hazır olacak. Biz talep eden öğrenci bekliyoruz. Üniversite talebe yeridir, öğrenci yeri değildir. Kendisini yetiştirmeye aday talebeleri biz bekliyoruz.  Öğrencilerin bizi zorlamalarını, bizi koşturmalarını bekliyoruz. Okulumuzda talebelerimiz mezun olunca kamuda bir iş bulayım derdi olmayacaktır. Zaten kendisini yetiştirdiği için özel sektörde de çalışacaktır. Ziraat Fakültesi’nden mezun olan talebelerimizin avantajı gerekli donanıma sahip olduğu için kendi özel arazisinde üretim yapsa bile rahatlıkla yüksek verimli, kaliteli ürünler elde ederek kendi geçimini ve çevresindekilerinin geçimini sağlayacaktır.”

Ayva önemli bir ürün

Demir, “Türkiye’deki ayva üretiminin büyük çoğunluğu Geyve ve Pamukova’da yapılıyor. Dünya piyasalarına sunulan ayvanın daha kaliteli, daha verimli olması için ve sadece meyve olarak sofralık tüketim için değil; aynı zamanda katma değerli birçok ürüne dönüştürülmesi açısından da Ar-Ge çalışmaları yapmayı planlıyoruz. Ayvada yaptığımız çalışmalarla Sakarya’nın güney kesimlerini, fındık ile kuzey kesimlerini, mısır ile Sakarya Akova’ya katkı sağlamış olacağız. Ayrıca biz dış mekân süs bitkiciliği açısından da verimli ovaların aktif olarak kullanılması için birçok sektöre destek veriyoruz. Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Sakarya Ticaret Borsası ve Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası ile iş birlikleri yapıyoruz. Azerbaycan ile ortak bir projemiz var. Aynı zamanda topluma hizmet çalışmaları da yapıyoruz. Ziraat Fakültesi olarak şehre tarım anlamında katma değer kazandırılması anlamında, üreticinin yükünü hafifletip, işini kolaylaştırıp, verimliliği arttırmak anlamında önemli katkılar vereceğimize inanıyoruz.”

Galeri